KARABAĞLI:'GELECEK İÇİN EBSO İÇİN HİZMETE VARIM'

Ege Bölgesi Sanayi Odası-EBSO’da gerçekleştirilecek seçimlerde EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığı’na aday olan Mustafa Karabağlı 6 Eylül 2022’de Ege Sanayicileri ve İş insanları Derneği-ESİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini devrederek tamamen EBSO başkanlığına konsantre oldu.

 

EBSO seçim takviminin henüz belirlenmediği bir aşamada, önce İzmir Başkanlar Kurulunun 01 Ağustos 2022 tarihli toplantısında sözlü, ardından 8 Ağustos 2022 tarihinde yazılı açıklama ile, sahip olduğu değerler ve demokrasi anlayışı gereği ESİAD Yönetim Kurulu ve Başkanlığı’ndan ayrılacağını duyuran Karabağlı, edindiği tecrübenin kendisine güç katacağına inandığını söyledi.

 

Karabağlı, “ESİAD ile EBSO’nun ortak amaçlara hizmet ettikleri, birbirini tamamladıkları ve destekledikleri göz önünde tutulduğunda, Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı sürdürdüğüm ESİAD’da gerçekleştirdiğimiz çalışmaların ve edindiğim tecrübelerin EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığı sürecinde bana güç katacağına inanıyorum.

 

Rekabet gücü yüksek bir Türk sanayisi için “Odalarımızın” katkısı ve desteği oldukça önemli

 

Rekabet gücü yüksek bir Türk sanayisi için Odalarımızın önemli rol oynadıklarını düşünüyor, uzun yıllardır bir çok firmanın temsilcisi olarak yer aldığım  EBSO’da, 2018 yılından beri Meclis üyesi ve Elektrik Bileşenleri ve Ölçme Cihazları Sanayi Komitesi Başkanı olarak katkı vermeye çalışıyorum.

 

Ülkeme hizmet etme sevdam en önemli motivasyon kaynağım

 

İş hayatımda geldiğim aşamada; deneyimlerim, vizyonum, enerjim, uzlaşmacı ve çözüm odaklı kimliğim, proje üretme özelliğim, ülkeme hizmet etme sevdamla, EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini EBSO Meclis Üyelerinin gösterecekleri irade ile en iyi şekilde yerine getireceğime inanıyorum. EBSO seçimlerinin demokratik bir ortamda  gerçekleşmesinin Odamızın güçlenmesine önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu vesileyle EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığı’na aday olarak çıktığım bu yolda EBSO üyesi tüm sanayicilerimizle birlikte yürümekten onur duyacağımı bir kez daha ifade etmek istiyorum” dedi.

 

İş hayatına, özel bir elektronik sanayi kuruluşunun araştırma geliştirme laboratuvarında başladığını  belirten Karabağlı, “Aynı zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünde yüksek lisans yaptım. İki senelik iş tecrübesinden sonra kendi sanayi tesisimi kurma hayalimi gerçekleştirmek üzere ilk adımı attım ve 1991 yılında Star Elektronik firmasını ve 1992 yılında kurucu ortak olarak AR Elektronik Ltd.Şti. firmasını kurdum. 2000’li yılların başında akıllı elektrik sayaçlarının tasarımı ve üretimi işine girdim. 2008 yılına geldiğimizde, akıllı elektronik sayaçları kendi markamız LUNA ile üretmeye başladık.  LUNA A.Ş, yeni tasarımlar ve geliştirdiğimiz yeni teknolojilerle Ortadoğu ve Balkanların en büyük akıllı sayaç firması haline geldi. 2022 yılının başında entegre enerji yönetimi konusunda dünyanın önde gelen şirketlerinden İsviçreli Landis+Gyr şirketi ile güçlerimizi birleştirdik. Halihazırda, LUNA A.Ş Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimin yanı sıra bir çok sanayi şirketinde Yönetim Kurulu başkanlığı veya üyeliği görevlerimi sürdürüyorum.

 

Sosyal hayatta, çeşitli dernek ve kurumlarda aktif olarak görev alıyorum. EBSO seçimlerinde Yönetim Kurulu Başkanlığı’na aday olmam sebebiyle Mart 2021’den beri sürdürdüğüm ESİAD-Ege Sanayici ve İşinsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimi 6 Eylül 2022 tarihinde bırakmış bulunuyorum. Aktif olduğum diğer üyelik ve görevler arasında, EBSO-Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyeliği ve Elektrik Bileşenleri ve Ölçme Cihazları Sanayi Komitesi Başkanlığı, BASİFED-Batı Anadolu Sanayici ve İş Adamları Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği, TÜSİAD üyeliği bulunuyor.

İş hayatımda katettiğim aşamalarda girişimci yönüm çok büyük rol oynadı. Girişimcilik, tutku ve enerji gerektirir. Bunlara üretim sevdam da eklenince, adım adım, akıllı sayaç konusunda ülkemizde 80’den fazla pazar payına sahip olan LUNA markasına ve küresel düzeyde sektörün liderlerinden olan İsviçre firmasıyla birleşmeye kadar geldik” şeklinde konuştu.  

 

EBSO’nun sadece İzmir ve Ege Bölgesi’nin değil, ülke sanayisinin güçlenmesinde de önemli rol oynadığını düşündüğünü ifade eden Mustafa Karabağlı sözlerine şunlarıda ekledi; “EBSO’ya Şubat 2013’den bu yana üyeyim. 2018 yılında EBSO Meclisine girdim ve Elektrik Bileşenleri ve Ölçme Cihazları Sanayi Komitesi Başkanlığı’na seçildim. Gelişmiş ülkelerin gücünün sanayiden geldiğine, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının sanayiden geçtiğine inanıyorum. Rekabet gücü yüksek bir Türk sanayisi için Odalarımızın önemli rol oynadıklarına inanıyorum. İşte bu noktada, iş hayatımda geldiğim aşama ile, deneyimlerim, vizyonum, enerjim, uzlaşmacı ve çözüm odaklı kimliğim, proje üretme özelliğim, ülkeme hizmet etme sevdamla, EBSO’yu daha da ileri götürebileceğimize inandığım için Yönetim Kurulu Başkanlığına aday olmaya karar verdim.

 

Nasıl bir EBSO

 

Tüm dünya çok hızlı bir değişim ve dönüşümden geçiyor. Odalarımızın da bu yeni konjonktüre ayak uydurmaları ve biz sanayicilerin önünü aydınlatmaları gerekiyor. İşte biz bu yeni dünya koşullarında, her şeyden önce dinamik, kapsayıcı ve yenilikçi bir EBSO hedefliyoruz. Küresel gelişmeleri dikkate alan, ülkemizin sorunlarına özel olarak eğildiğimiz çözüm önerilerimiz, akılcı ve somut projelerimiz ile, etkinliği artmış dinamik bir EBSO oluşturacağız. EBSO’yu tüm sanayici üyelerimizin görüşlerini alarak, bilgisinden, tecrübesinden, vizyonundan yararlanarak, ortak akılla yöneteceğiz. Uzlaşıya dayalı yönetim, temel ilkemiz olacak. Hızlı bir değişim içinde olan dünyaya uyum sağlayan, karşı karşıya olduğumuz sınamaları yeni fırsatlara dönüştürebilmek için çalışan, yeni fikirlere açık olan, yapıcı eleştirileri değerlendirebilen, teknolojik gelişmeleri, dijitalleşmeyi her alana, her sektöre, iş yapma yöntemlerine taşıyabilen bir EBSO hedefliyoruz.

 

Ekonominin tüm bileşenleriyle EBSO arasında yakın ve sıkı işbirliği sağlanması için çalışacağız. Bu işbirliğini sağlayacak ilişkilerin tek kişi üzerinden değil, her bir konuda en iyi, en doğru iletişimi kuracak üyemizin yönetimle birlikte hareket etmesini sağlayacak şekilde gerekli mekanizmayı kuracağız. EBSO içinde yaratacağımız sinerjinin İzmir’in tüm bileşenlerini içine alarak güçlenmesi ve yayılmasına hizmet edeceğiz. Tek kişi olarak değil, ekip olarak hareket etme anlayışını ve kültürünü yerleştireceğiz.

 

Ege Bölgesinde yaşanan sanayi sorunları nasıl aşılacak?

 

Sanayicilerimizin yaşadığı sorunlara, sadece Ege Bölgesi veya ülkemiz özelinde bakmak doğru değildir. Türk sanayisindeki sorunlar, küresel gelişmelerle etkileşim halindedir. Bu noktada, ülkemiz sanayisinin sorunları ile küresel gelişmelerin sanayimiz üzerinde yarattığı beklenmeyen ve/veya öngörülmesi gereken etkilerini ayrıştırmak ve buna göre tedbir almak gerekir. Örneğin, küresel rekabet gücümüzün artırılması bakımından sanayi üretiminde yeşil ve dijital dönüşüme ayak uydurulması, yenilenebilir enerjinin artarak kullanılması, katma değeri yüksek üretime geçilmesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla, yol haritalarımızı bu gerçeklere göre çizmemiz, yatırım planlarımızı buna göre yapmamız gerekmektedir. Öte yandan, sanayimizin bilimsel ve teknolojik gelişmelerle beslenebilmesi için sanayi dünyası ile üniversiteler, teknoparklar, araştırma merkezleri arasında güçlü bir işbirliği yapılması gerekmektedir. Bu noktada İzmir, sanayi-teknoloji ekosisteminde Türkiye genelinde ilk sıralarda yer almaktadır. Biz sanayiciler bu avantajı iyi kullanmalıyız. Sanayi-teknoloji ekosistemine mesleki eğitimi de eklememiz ve bu ekosistemi sanayi-teknoloji-mesleki eğitim üçgenine dönüştürmemiz kritik öneme sahiptir.  Ayrıca, küresel oyuncularla işbirliğine açık olunması da sanayicilerimizin uluslararası rekabet gücünü artıracaktır.  

 

Sanayide katma değer

 

Sanayimizin geleceği ve küresel değer zincirleriyle bütünleşmesinde anahtar unsur katma değeri yüksek üretimdir.  İzmir sanayisinin üzerinde yükseleceği sacayağını bir üçgen şeklinde çizersek; yan kenarlar, emisyon yoğunluğu azaltılmış ve enerji yoğunluğu düşük üretim, taban kenar ise katma değeri yüksek üretimdir. Yani temellerin, yüksek teknolojiyi ve katma değeri önceleyen ve ithal girdiyi düşürecek üretim üzerine atılması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle ekonomik bağımsızlığın yolu artık teknolojik bağımsızlıkla mümkündür.

 

Örneğin çip konusu, küresel düzeyde sanayicilerin en önemli sorunlarından biri haline geldi. Son dönemde birçok fabrikanın çip krizine bağlı olarak kapasitelerinin altında çalışmak zorunda kaldığı, üretimde termin sürelerinin uzadığı bir gerçektir. Türkiye çip üretimine odaklanarak önemli bir hamle yapabilir. İzmir’in sanayi alt yapısıyla, yetişmiş insan gücüyle, üniversite ve araştırma merkezleriyle, coğrafi konumuyla bu hamleyi başlatma kapasitesine sahip olduğuna inanıyorum. Stratejik bir planlamayla, güçlerimizi birleştirerek daha fazla gecikmeden bir başlangıç yapabiliriz.”