PROF SÖZBİLİR:' İZMİR 5.9' A BİLE DAYANAMAZ'
Düzce'de meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki deprem yürekleri yeniden ağza getirirken Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir için feryat etti.
Düzce'deki depremin hissedilen şiddetinin 8 olduğunu, 2020'de meydana gelen İzmir depreminin de kentte 8 şiddetinde hissedildiğini ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, "Ancak Düzce'de binalar ayakta kaldı. Neredeyse hiç bina yıkılmadı. İzmir'de ise aynı şiddette depremde ise, çok sayıda bina yıkıldı, yüzlerce bina oturulamaz hale geldi, 117 vatandaşımız yaşamını yitirdi. Bu da gösteriyor ki, Düzce kentsel dönüşüm anlamında depreme hazırlanmış ancak İzmir hazır değil. İzmir kentsel dönüşümde sınıfta kaldı. İzmir kentsel dönüşümde yanlış bir yöntem izliyor" diye konuştu.
"DÜZCE ÇOK HIZLI GELİŞTİ"
Deprem şiddetinin sismik kaynağa uzaklığa göre ölçüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, "Bu kırılan fay Düzce merkeze çok yakındı. O yüzden 8 şiddetinde hissedildi. İzmir depreminde ise, büyüklük daha fazlaydı ancak deprem merkezi kente 70 kilometre uzaktaydı" dedi. Düzce'nin 1999'da geçirdiği büyük deprem nedeniyle diğer kentlere göre kentsel dönüşüm anlamında daha hızlı bir gelişim gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, "Düzce, şu anda kentsel dönüşümde en ileri illerden bir tanesi olarak nitelendirilebilir. Yetkililer, kent merkezindeki yapıların yüzde 80'inin yenilenmiş durumda olduğunu söylüyor. Dolayısıyla kentsel dönüşümün büyük oranda gerçekleşmiş olduğunu anlıyoruz. Bu da can kaybını önleyen en büyük parametrelerden biri" diye konuştu.
"İZMİR'DE YÖNTEM YANLIŞ"
Bugün Uzundere gibi gecekondu bölgelerinde kentsel dönüşüm çalışmasının yapılmakta olduğuna dikkat çeken Sözbilir, "Oysa oralar zemin olarak sağlam bölgeler. Oradaki, gecekonduları yıkıp yeni bina yapıyoruz. Neden yapıyoruz ki bunu? Yani yıkılması gereken, kentsel dönüşüme girmesi gereken binalar onlar değil ki? Oradakiler 2-3 katlı evler. Zaten yıkılsa çok az can kaybı olur, belki de hiç olmaz. Öbür tarafta alüvyon zemin üzerinde 8-10 katlı binalar var. Bu açıdan İzmir'de önce Alsancak, Bostanlı, Bayraklı'daki binaları kentsel dönüşüme sokmak gerekir. Şu an İzmir'de kentsel dönüşüm olarak yanlış bir yöntem izleniyor. Bunu anlatmaya çalışıyoruz ama daha yetkilileri inandıramadık" dedi.
İKİ ŞEHRİN FARKI ORTADA
Düzce ve İzmir depreminde kentsel dönüşüm farkının gözüktüğünü ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, "Dolayısıyla kentsel dönüşümün bizim için büyük önemi var. En az hasarla çıkmak için bunu hızlı bir şekilde yerine getirmek gerekiyor. Şu anki deprem yönetmeliği Avrupa düzeyinde. Yönetmelikle yapılan bina en şiddetli depremde de yıkılmaz. Bizim özellikle 1999'dan önce eski yönetmeliğe göre yapılmış eski yapıları dönüştürmemiz gerekiyor" diye konuştu.
EN TEHLİKELİSİ TUZLA FAYI
17 aktif fay hattı bulunan İzmir'de 5 fayı hendekler açarak detaylı incelemeye tabi tuttuklarını ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, "İncelediğimiz 5 fay içinde en tehlikesi Tuzla fayı. Çünkü 7 şiddetinde deprem üretebilecek bu fayda deprem aralığı doldu. Burada en son 2 bin yıl önce deprem olmuş. O yüzden aralığı dolmuş. Enerji birikmiş. Artık sadece onu harekete geçirecek bir şey gerekiyor yer kabuğunda. O da olduğunda o deprem gerçekleşecek. Kentsel dönüşümü gecekondularda değil böyle binalarda yapmamız gerekiyor. İzmir fayı var ama 1688 yılında deprem ürettiği için yani şimdi yakın bir zamanda üretme şansı yok" dedi.
ERHAN GÜLENÇ