TUNÇ SOYER SÖZCÜ GAZETESİ'NE KONUŞTU
Tunç Soyer, cezaevinden SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, hakkındaki suçlamaların temelsiz olduğunu belirtti. Soyer’in ifadeleri şöyle:
“155 gündür nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla tutukluyum. Bu suç, ekonomik çıkar elde etmek için hile ve desise yapmayı gerektiriyor. Ancak iddianame hem kişisel çıkar ve menfaat elde etmediğimi yazıyor hem de kimin lehine bu suçu işlediğim sorusunu cevapsız bırakıyor. Hile ve aldatma kısmı ise hiç yok. Çünkü bırakın gizli saklı organizasyon yapmayı; projeyi duyurmak, daha çok katılım sağlamak için elimden geleni yaptım. Kısacası, suçun içini dolduracak ne bir tanık, ne bir delil ne de tek bir kuruş ortaya konmamışken ve bu proje için İçişleri Bakanlığı’nın verdiği soruşturma izni, Danıştay tarafından bırakın dolandırıcılığı, görevi kötüye kullanma ya da görevi ihmal yoktur kararıyla reddedilmişken 5 aydır cezaevindeyim.”
Soyer, dosyasının “boş” olduğunu ve bunun sadece kendi davasına özgü olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Ne yazık ki bu tablonun sadece bana yönelik bir sonuç taşımadığını, tüm ülkede yaygın bir uygulamaya dönüştüğünü görüyoruz. Maalesef ülke; halk nezdinde adalete güvenin sarsıldığı ve çoğunluğun artık hukukun kalmadığına dair inancını pekiştirdiği bir iklimi yaşamaya başladı. Bu iklimi değiştirmenin iki adımı olabilir. Ortaya çıkan adliye ve cezaevi tablolarının ardındaki hakikati görmek ve göstermek. Bu iklimi değiştirmek için korkmadan, cesaretle mücadele etmek.
Hakikati görmek ve göstermek için akıl ve sağduyu; mücadele etmek için dayanışma ve kararlılık gerekiyor. Fakat bunlar yetmez. Hem değişimin mümkün olduğunu hem yaşananların normal olmadığını hem de yaşanacak değişimle yerine ne konulacağını iyi anlatmak, inandırmak ve ikna etmek gerekiyor.”
KURULTAY MESAJICHP’nin 39. Kurultay’la ana muhalefet partisi olarak sürdürdüğü çetin mücadelede iktidara yürüyecek yeni yönetici kadrosunu belirlediğini ifade eden Soyer, şöyle konuştu:
“Bu kadroların; barınma hakkından adil yargılanma hakkına, gelir adaletsizliğini ortadan kaldırmaktan eğitim ve sağlıkta kamucu uygulamalar üretilmesine kadar pek çok alanda yapıcı ve kurucu politikalar ortaya koyması ve bu politikalara halkı inandırması zorunluluktur. Bu görev; hem tarihsel misyonu hem de gelecek kuşaklara sorumluluğu gereği en çok CHP’ye düşer. Bu görevi başarıya ulaştıracağımıza olan umudum ve inancım tamdır .”