AK PARTİLİ SAYGILI'DAN 'İZMİR' AÇIKLAMALARI

AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir'in gündemi ile ilgili geniş kapsamlı bir toplantı düzenledi. Toplantıda İzmir'in sorunlarını tek tek dile getiren Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve CHP'ye yüklendi. Saygılı açıklamasında AK Partili Bilal Saygılı'dan Cemil Tugay'a : 'İşe gelince yok, şova gelince çoksunuz' dedi. Bilal Saygılı şöyle konuştu.

Kıymetli basın mensupları,

Çok değerli hanımefendiler, beyefendiler.

Hepinizi en kalbi duygularımla; hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Çeşitli periyotlarla düzenleyeceğimizi, İzmir’in gündemindeki meseleler ile gerekirse ulusal ve bölgesel konulara değineceğimizi ifade ettiğimiz Gündem İzmir Basın Buluşmamıza hoş geldiniz, safalar getirdiniz.

Ben, geçen toplantımızda yine bir genel giriş ve değerlendirme yapıp sizlerin sorularına geçmiştim.

Müsaadenizle yine aynı usulü takip ederek toplantımıza başlayalım.

Bu güzel buluşma hayırlara vesile olur inşallah.

 

Dün, toplumun sesi olan, doğru ve tarafsız haberciliği ilke edinen gazetecilerimizin, sizlerin günüydü. Bilgiye ulaşma hakkını savunan, demokrasinin güvencesi olan basın emekçilerimize minnettarız. Zor şartlar altında bile doğruyu söylemekten vazgeçmeyen tüm gazetecilerimizin 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyorum.

 

Değerli Basın Mensupları,

Sözlerimin hemen başında İsrail Terör Devletinin sürdürdüğü kıyımları buradan lanetliyorum.

Mazlum Filistin halkına desteklerimi bildiriyorum.

Bu vesileyle; Gazze’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde kardeş şehir ilan edilmesinde oy kullanan tüm meclis üyelerimize ve bu çağrımıza kulak veren vicdan sahiplerine gönülden teşekkür ediyorum.

Aynı şekilde bir utancı daha sırtında taşımaması için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sesleniyorum.

Gazze’yi kardeş şehir ilan etmeniz ne kadar olumluysa, Tel-Aviv’i sözde kardeş şehir olmaktan çıkarmamanız o kadar tarihi bir ayıptır.

Katillerle kardeş olma karanlığını çocuklarınıza miras bırakmayın.

Gazze ile kardeş olmak için oy verirken kalkan ellerinizi, Tel-Aviv’i de sözde kardeşlikten çıkarmak için kaldırın ki o elleriniz şerefiniz olsun!

 

 

Değerli Basın Mensupları,

Bizim medeniyetimizin temelinde beşer vardır.

İnsan yaratılmışların en şereflisidir.

Siyaset felsefemizde de “insanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturu zirvede yer alır.

Geçtiğimiz günlerde Alsancak’ta ne yazık ki iki vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan feci bir olay yaşandı.

Elektrik kaçağı nedeniyle Özge Ceren Deniz ve onu kurtarmaya çalışırken can veren İnanç Öktemay hayatını kaybetti.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltılar oldu, bunlardan tutuklananlar ve serbest kalanlar oldu. Hala soruşturma sürüyor.

Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç da olayı yakından takip edip, kamuoyunu bilgilendirme yapıyor.

Yani bu olayla ilgili ivedi ve usulüne uygun bir şekilde hukuki süreç ilerliyor ve ilerlemeye devam edecek.

Ama ne hikmetse henüz nihai olmayan “ön raporları” referans gösteren CHP’nin İzmir siyasetinin aktörleri yaygara koparıyorlar.

Şeffaf bir şekilde bizzat Bakanımız tarafından takip edilen, kamuoyu vicdanı açısından ivedilikle sonuçlanması için çaba gösterilen bir hukuki süreci adeta baltalamaya çalışıyorlar.

Biz kimin suçlu olup kimin suçlu olmadığından daha ziyade iki vatandaşımızın yaşadığı feci ölümün bir daha yaşanmaması için her türlü altyapı çalışmasının İzmir’de boşluk bırakılmaması için adeta muhbir gibi çalışacağız.

Ve bu işinde takipçisi olacağız.

Kurum ya da kişiler hiçbiri fark etmez.

Kim suçluysa cezasını alsın! İnsan hayatı bu kadar ucuz değil.

 

Kentimizde yağışlar başlamadan İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, bu işlerle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları ile şehrin altyapısını gözden geçirmesini teklif ediyorum. İl Başkanı olarak üzerimize düşen ne varsa, takibini yapacağımın sözünü veriyorum. CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun yaptığı gibi bu işi siyasete malzeme yapmadık, yapmayacağız.

Bu vesileyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, acılı ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

 

Kıymetli arkadaşlar,

İzmir’de 480 bin sokak köpeği popülasyonu var. 

Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da gelişmiş ülkelerde sokak köpekleri yok.  Neden yok? Ben bizzat kendim gittiğim ziyaretlerde olmadığını gördüm.

Bu sorunu yerel yönetimler büyümeden çözmeliydi.

Ama CHP belediyeciliği sorun çözmek yerine günlük ve popülist politikalarla bu problemi İzmir’de çığ gibi büyüttü.

Bazı kesimlerin evinden işine, işinden evine araçla, çocuklarının da okula servisle gittiği için yaşamadıkları bir travmayı; halkın yüzde 80’i sokaklarda bizzat yaşıyor.

Sokaklarda yürüyerek ya da toplu ulaşım kullandığı anlarda, bu popülasyonun saldırısına maruz kalan vatandaşlarımızı; zırlayan zıplayan belli bir gruba ezdirmek hak mıdır? Hukuk mudur?

Bu soruna çözüm getirmeden bu insanları kaderine bırakmak İzmir’e yakışır mı?    Karabağlar’ın, Bayraklı’nın, Konak’ın, Ödemiş’in ve diğer ilçelerimizin arka sokaklarına gittiniz mi?

Sokakta köpeklerinin işgal ettiği bölgelerde insanlar yürüyemiyor!

Çocukların parçalandığı bir dünyada, bir insan canı bu kadar mı değersiz?

Hiçbir canlının itlaf edilmesine razı değiliz ama kuduz, saldırgan ve öldürme riski taşıyan bir köpeğin itlaf edilmesi kaçınılmazdır.  

İzmir’de Büyükşehir belediyesi ve ilçelerin geneli sizde değil mi?

Eyleme katılmayın kardeşim, iş üretin, çözüm üretin.

Büyükşehir ve İlçe Belediyelerine çağrımdır! Barınak yapmak istiyorlar ve yerleri yoksa, dosyalarını hazırlayıp gelsinler, yer tahsisi konusunda bizzat takipçisi olacağız ve elimizden gelen desteği vereceğiz.

Ayrıca ben de yakın zamanda, 2 tane sokak hayvanı sahipleneceğim. 

 

Değerli Basın Mensupları,

Çeşme’de, Türk öğrenciler için yapılacak bir eğitim bağışı gecesinde, bir Türk sanatçı yok mu da Yunanistan’dan getirtiyorsunuz!

TEV bu konuda hatalı!

Sanatçıyı çağıran sizsiniz, bağıran yine siz.

Hem suçlu hem güçlü hem arsız hem utanmazsınız!

Türkiye’nin ortak değeri olan Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Bayrağımızın böyle bir konuya alet edilmesini kınıyoruz.

Bunu yaparken en başta düşüneceklerdi.

Ayrıca Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıl dönümünden çok kısa bir süre önce Yunan şarkıcının davet edilmesi de manidar geldi bizlere!

Çeşme Belediye Başkanı, sponsor olduğu bu gece ile ilgili, yaptıkları ahmaklıktan kahramanlık çıkarmaya çalışmaktan başka bir şey yapmadı.  

Hızını alamayınca Milletvekilimiz Sayın Mustafa Varank ile girdiği siyaset polemiği de acemi bir politikacını kamuoyu önündeki zavallı çırpınışlarıydı.

 

 

Değerli arkadaşlar,

Ülkemiz ve şehrimiz için deprem hayati bir konu!

Maalesef 25 yıldır İzmir’i yöneten zihniyet kentsel dönüşüm konusunda bir arpa boyu mesafe gidemedi.

Hükümetimizin bu alanda çıkardığı yasalarla yerel yönetimlere tanınan geniş yetkileri CHP’nin İzmir’deki siyaset aklı değerlendiremedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi verdiği sözleri unuttu, vatandaşlar mağdur oldu.

CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İZBETON, garantör olduğu kentsel dönüşüm projesindeki kooperatiflerle sözleşmelerini feshetti.

Kentsel dönüşümü rant hesaplarıyla ‘kooperatif’ görünümlü ‘anonim şirketlere’ devreden İZBETON, Büyükşehir’e güvenerek sözleşme imzalayan 1550 vatandaşımızı mağdur etti.

 

Nitekim:

 

İZBETON’un çalışmasını yürüttüğü Karabağlar Uzundere’deki şantiye; yüzde 46 seviyesinde olması gerekirken yüzde 4 seviyesinde! Gaziemir Aktepe-Emrez’deki şantiye yüzde 80 seviyesinde olması gerekirken yüzde 9 buçuk seviyesinde. Karşıyaka Örnekköy Üçüncü etap inşaatı yüzde 99 seviyesinde olması gerekirken yüzde 19 seviyesinde. Yine Örnekköy’deki 4. etap ise yüzde 99 olması gerekirken yüzde 32 seviyesinde.

 

Dikkatinizi çekerim; “Örnekköy’deki 3. Etap ve 4. Etapta” dairelerin teslim tarihi 3.1.2024 olarak belirtilmiş. İşin bitiş tarihi çoktan geçmiş durumda.

Bu sorunun muhatabı İZBETON’dur! Kimse topu birbirine atmasın.

 

Şimdi yapılacak iş; 1550 kooperatif üyesinden toplanan yaklaşık 3 milyar TL’ye yakın paranın hesabını sorma zamanıdır?

Mevcut inşaatlara harcanan para yaklaşık 1 milyar TL.

Peki, geriye kalan yaklaşık 2 milyar TL buhar olup uçtu mu? Nerede bu para?

Bu paranın nerde olduğu İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Cemil Tugay tarafından eski kooperatif başkanlarından CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’na sorulmalı ve kamuoyuna açıklanmalıdır. Ayrıca tüm sorumlularda yargıya intikal ettirilmelidir.

Bundan sonraki süreçte projelerle ilgili ne yapılacağı tüm şefaflığı ile İzmir kamuoyu ile açıklanmalıdır.

Aksi halde İzmir Büyükşehir Belediyesi, kendi halkını dolandıran ilk belediye olarak tarihe kara harflerle yazılacaktır.

 

Arkadaşlar!

O gün bu işi beceremeyenlerin bugün bu inşaatları bitirme maliyeti 12 milyar TL’ye çıktı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi bu parayı nereden ve nasıl bulacak?

Bahse konu olan konut sayısı 100 bin değil, 40 bin değil… Sadece 4 bin 250!

Bugün büyük ölçekli herhangi bir inşaat firmasının birkaç yılda başlayıp bitireceği bir projeden bahsediyoruz.

Ne yazık ki CHP’nin kolayı zor, zoru da imkânsız eden beceriksizlik vizyonu yüzünden İzmirli vatandaşlarımız mağdur olmuş durumda.

 

Şunu da belirtmeliyim ki; AK Parti iktidarı bugüne kadar TOKİ marifetiyle İzmir’e 116 Milyar TL yatırım yaptı.

21 yılda TOKİ, İzmir’e 25 bin konut inşa etti.

2020 İzmir depreminden hemen sonra TOKİ, 2 yıl gibi kısa bir sürede 5 bin konutu yapıp depremzedeler teslim etti ve depremzedeler yeni evlerinde oturuyor.

 

AK Parti olarak sorumluların hesap vermesi ve benzer mağduriyetlerin yaşanmaması için gerekli adımları atacak, mağdur vatandaşlarımızın yanında olacağız.

 

İzmir ve İzmirli sahipsiz değildir. AK Parti buradadır.

Bunu da burada İzmir adına tarihe not düşmüş olduk.

 

Değerli Basın Mensupları,

Biz Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Hamza Dağ’ın seçim kampanyasında da vadettiği gibi İZBAN’daki 90 dakika meselesinin üzerine gideceğimizi ifade etmiştik.

Bu konu ne yazık ki anlamsızca uzadı, ilgililer bu meselede inisiyatif almaktan kaçındı.

Bu süreçte bizzat görüştüğüm Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Abdulkadir Uraloğlu’nun meseleyle alakalı yaklaşımı çözümü de beraberinde getirdi.

Sayın Bakanımız, İzmir’in ulaşım sorunlarına duyarlılık göstererek gerekli adımları attı ve çözüm üretti.

Geldiğimiz noktada bu sorun nihayet çözüme kavuştu.

Artık İzmirli vatandaşlarımız, ulaşım haklarından daha ucuz faydalanmaya başladı.

İzmirli kent içi ulaşımını sağlarken daha az ödüyor.

Sayın Cemil Tugay da bu noktada pozitif yönde bir adım attı.

Böylece AK Parti olarak bir problemi daha İzmir’in hayrına ve yararına olacak şekliyle çözmüş olduk.

Ama çözülmeyi bekleyen başka meseleler de var.

Eşrefpaşa Hastanesi'nde ek bina yapımında Tunç Soyer ihaleyi bitirememişti biliyorsunuz.

Cemil Tugay döneminde, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Eşrefpaşa Hastanesi'nde yapılacak ek hizmet binasının inşaat ihalesinde süre uzatımı istedi.

Biz de destek verdik ve süre uzatıldı.

Şimdi bu işin takipçisi olacağız.  

İhale yapsınlar ve hastaneyi bir an önce İzmir’e kazandırsınlar.    

SDT ile ilgili de üzerimize düşeni AK Parti grubumuz Büyükşehir Meclisi’nde yapmıştır.

Bu anlamda artık Yetki Cemil Tugay’dadır.

Memur kardeşlerimizin hakkını verecek şekilde gerekeni yapmasını bekliyoruz.  

Biz, İzmirlinin yaşam kalitesini yükseltirken yaşam maliyetlerini düşürmeye, yüzleri güldürmeye devam edeceğiz inşallah.

 

Biz özellikle AK Parti İzmir kadroları olarak İzmir için ne iyiyse, onun olması için gayret gösteriyoruz.

İzmir için yetkin bir koordinasyon ile milletvekillerimizin de bu koordinasyon çerçevesindeki uyumları, destek ve azimleriyle şehrimizin problemlerini sırayla çözüyoruz.

Bilhassa bakanlarımızın önemli katkılarını ve rehberliği bizlere güç veriyor.

Bu vesileyle İzmir’in gündemleriyle yakinen ilgilenen tüm bakanlarımıza ve Ankara’da sesimiz olan milletvekillerimize teşekkür ediyorum.

 

Değerli Basın Mensupları,

Geçtiğimiz hafta, yurtdışından gelen misafirlerimi Kordon’da yemeğe götürdüm.  Yemeğin ortasında ağır bir koku geldi, misafirlerim rahatsız oldu ve onların talepleri ile oradan ayrıldık.

Bir İzmirli olarak ne yazık ki utandım.

İzmir Büyükşehir yetkilileri Kordon’daki esnafa gidip bir konuşsa ne olduğunu öğrenecekler. 

Sayın Cemil Tugay! 100 gündür, yani göreve geldiğinizden beri Körfez’deki çevre felaketi ve ağır koku problemiyle ilgili hiçbir şey yapmadınız!

Tunç Soyer gibi yüzey temizliği mi yapacaksınız yoksa hakikaten temiz bir Körfez için bir inisiyatif alacak mısınız?

Ne yapacaksınız, bir planınız var mı?

Kanalizasyon borularının hala körfeze akması ve yılan hikayesine dönen Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’ndeki 4. Faz’ın 9 yıldır bitirilememiş olması, körfezi her gün daha kirli hale getiriyor.    

İşe gelince yok, şova gelince çoksunuz!