Ufuk TÜRKYILMAZ HİÇ BU KADAR PİŞKİN OLMAMIŞTI HIRSIZ! google.com, pub-2318409379925054, DIRECT, f08c47fec0942fa0
Yazı Detayı
02 Kasım 2025 - Pazar 17:57
 
HİÇ BU KADAR PİŞKİN OLMAMIŞTI HIRSIZ!
Ufuk TÜRKYILMAZ
turkyilmazufuk@gmail.com
 
 

HİÇ BU KADAR PİŞKİN OLMAMIŞTI HIRSIZ!

 

Hiç bu kadar pişkin olmamıştı hırsız ve bu kadar rahat...

Hiç bu kadar yalnız kalmamıştı gariban, çekmemişti bu kadar yoksulluk...

Göstere göstere çalıyorlar, ellerini ,kollarını sallayarak...

Sağlıkta, eğitimde, gümrükte, kamu kurum kuruluşlarında herkes gücü yettiği kadar.

Cesaretleri siyasetten. 50-60  vs yıldan buyana süregelen soygun düzeninden

Yasa, devletin tokadı hak getire...

Korkmuyorlar...

Korkmuyorlar çünkü ya o partinin ya bu partinin zırhını geçirmişler üzerlerine

Ya da ya o partiden ya da diğerinden siyasetçi vardı arkalarında...

 

Bahis oynayan hakemler bile kendi adlarıyla sitelerde kumar oynuyorlar. Bakın kendi adlarıyla diyorum. Korkmuyorlar çünkü kendileri gibi çalanlara bir şey olmadığını görüyorlar. Cesaretleri ne yazık ki düzenden. 

 

Vatandaş ise çile ötesinde.

Evine aş götüren 4 yanı kapalı olan şükür ediyor yaratana. Toplumun geniş bir kesimi ise çaresiz ve aç. O geniş kesiminin çektiklerini anlamak için hiç bir rakama hiç bir açıklamaya gerek yok. Girin sosyal medyaya bakın dramın, yoksulluğun, çaresizliği görüntülerini 

 

Kimin yapmadığı görevleri kimler üstlenmiş izleyin yüreğiniz dağlanırcasına...

İyilik, yardım grupları oluşturulmuş yüzlerce...

Kimi sefalet içerisindeki çocukların karınlarını doyuruyor, kimi damı teneke sacdan garibana ev yapıyor.

Kimi binlerce kumanyayı hazırlayıp sabah okula giden çocuklara kahvaltılık veriyor.

Kimi yerde sürünerek yaşamını sürdürenlere tekerlekli sandalye alıyor,

Kimi öksüzü, kim fakiri, bebeği, kadınları, dede ve nineleri doyuruyor...

Hangi çocuk 'Şimdi bir dileğin olsa ne isterdin' sorusuna ne cevap veriyor...

 

Ben izlediklerimden bir kaç örnek vereyim sizlere

 

Ankara Abisi...Binlerce abonesi var. Bir paylaşımında Ankara'nın varoşlarındaki annelerin dileklerini yerine getiriyor. Ankara Abisi. Anneler sabah okula gidecek çocuklarının sırt çantalarına koymak için kumanya istiyor. İçi kruvasan, meyve suyu, kuru yemiş, peynirli tostlar hazırlanan yüzlerce kumanya sıraya geçmiş çocuklara tek tek dağıtılıyor.

Görüntü aynı Gazze aynı Afrika...

 

Ankara Abisi geçen yıl 40 bin bu yıl 50  bin kırtasiye ve sırt çantası dağıtmış gecekonduda yaşayan çocuklara. Çocukları ile parkta yaşayan bir aile bu sefer yardım çığlığında bulunuyor. Ankara Abisi ev kiralıyor içini döşüyor 11 yaşındaki Muhammed Ankara Abisinin yüzünü okşuyor.

 

 

Sevgi Rıhtımı adlı bir grup var. Eşi tarafından şiddet uygulanan kadın grup çalışamayan annenin mutfağındaki bomboş dolabı dolduruyor. Anne ve çocuklar sevinç gözyaşları döküyor. Ama çocuklar bir de çikolatayı özlediklerini söylüyor. 

 

Alnından öpülesi polis memuru Mustafa Şahin tespit ettikleri fakir ailelerin borca alıp deftere yazdırdıkları bakkal defterindeki borçlarını kapatıyor. Ailelere haber vermiyor Mustafa Şahin hani şov falan yaptığı da yok. 

 

Alkollü it 9 yaşındaki Kadir'e çarpmış. Kadir 3 yıldır yatağa mahkum. Babaanne bakıyor Kadir ve kardeşlerine. Ayaza Kalanlar adlı hayırsever topluluğu evlerine giren farelerden korkan çocukların evlerini temizliyor. Gıda yardımında bulunuyor. Tekerlekli sandalye için de söz veriyor. 

 

Metin Akay felçli yerde sürünerek su satmaya çalışan gencin bütün sularını alıyor. Akay bir de gence tekerlekli sandalye sözü veriyor. 

 

Gönüllü İyilik Hareketi yerde halı olmadığı için yalın ayakla betona basan çocuklara soruyor ' Var mı hemen olmasını istediğiniz bir şey. Çocuklar cevap veriyor. Pazardan balık. Çok özledik' Sonra çıplak ayaklarla çalışmayan dolaplarını gösteriyorlar dolabın içerisi bomboş. 

 

Sevgi Rıhtımı adlı oluşum soruyor Muhammet'e 'Ne seversin hemen getirelim. Yumurta diyor Muhammet. Sadece yumurta. Baba kağıt toplayıcı, anne yok. 3 çocukta ilköğretime gidiyor. 

 

Gönüllü İyilik Hareketi soruyor yardımda bulunmak istediği çocuklara evlerinde. Neyle okula gidiyorsunuz? Çocuklar cevap veriyor. Çantamız yok poşetle gidiyoruz. Ya ayakkabı? Ayakkabı da yok terlikle gidiyoruz ama sağlamlar... 

 

Süt isteyenler, yumurta isteyenler, balık isteyenler, çatısı teneke sac olan evlerinin çatısının tamir edilmesini isteyenler, farelerin evlerine girmemesini isteyenler, naylonun içerisine koydukları defter kitapları naylon terliklerle okula gidenler, yerde sürünüp tekerlekli sandalye isteyenler, yardımseverlere sarılıp ağlayanlar, yardım sonrası az da olsa çocukluğunu hatırlayıp gülenler ve daha nice iç acıtıcı binlerce görüntü. 

 

Kahrolmamak, üzülmemek eğer insansanız mümkün değil. 

 

Hal, tablo böyleyken;

Servetine servet katanlar, yokken zengin olanlar, kamu kurum kuruluşlarında, belediyelerde yukarıda yazdıklarımın kursağındakileri yiyenler sefa içerisinde yaşıyorlar. Dokunmuyor hırsızlık onlara zaten kendilerine de dokunan yok.

Ya çarkı az da olsa döndürenler.

Yani hasbelkader bir işte çalışanlar, esnaf vs onların da durumları vahim. Kira, yol parası, sağlık, eğitim boğazlarına kadar borç batağındalar. Vergilerden belleri kırılmış.... 

Bakın Vergi Uzmanı Ozan Bingöl hesaplamış ve paylaşmış.  Bingöl 2026 yılında insanımızın ödeyeceği vergileri kalem kalem hesaplamış. Bingöl'ün hesabı aynen şöyle:

 

2026 yılında bizlerden 15 trilyon 631 milyar lira vergi toplayacaklar. Ödeyeceğimiz bu verginin; -8,5 trilyon lirası sadece iki dolaylı vergiden yani ÖTV ve KDV’den -3,5 trilyon lirası Gelir Vergisinden, -1,7 trilyon lirası Kurumlar Vergisinden, -Geri kalan 2 trilyon lirası ise diğer tüm vergi ve harçlardan toplanacaktır. Ama yine de yetmeyecektir. Önümüzdeki yıl bütçe açığı tahmini 2,7 trilyon lira, faiz ödemesi de 2,7 trilyon liradır.

 

Yani 2026 bütçesinden bize; -Saniyede 495 bin 658 lira -Dakikada 29 milyon 739 bin lira -Saatte 1 milyar 784 milyon lira -Günde 42 milyar 824 milyon lira -Ve toplamda yıllık 15 trilyon 631 milyar 78 milyon lira vergi çıktı.  

 

Toplumun büyük kesimi yaşadıklarından rahatsız. Sabaha nasıl uyanacağına kuşku ile bakıyor.  Ama bu şartlar altında bile vatandaş ilgili mekanizmalarının bir an önce hayata geçeceği umudunu yaşıyor. Bu devlet kurulduğundan bu yana fakirin, fukaranın, açın, zor durumdaki vatandaşının durumuna gözlerini kapatmadığını biliyor. Hırsızlara vurulacak sopanın biran önce havaya kalkmasını bekliyor. Vatandaş bir an önce yüce devletin kendisine uzanacak elini bekliyor. 

 

Yazar notu:

 

Peki devletin her yerini sarmış hırsızlık çeteleri ile nasıl mücadele edilecek? Örneğin İzmir'de hangi kurum ve kuruluşların içinde yolsuzluklar iddiaları ayyuka çıkıp patlak vermiş. İşte bir sonraki yazımızda onlardan söz edeceğiz. Hani o vatandaşın kursağından alıp kendi cebine koyanlardan. Devletin kasasına sülük gibi yapışanlardan. Hem de geniş, geniş...

 
Etiketler: HİÇ, BU, KADAR, PİŞKİN, OLMAMIŞTI, HIRSIZ!,
Yorumlar
Haber Yazılımı